Değişik yazarların yazdığı küçük hikayelerden alıntılar, tarihimizden süzülüp gelen atasözleri, deyimler, özdeyişler veya kendi yazdıklarımdan, gezdiğim yerlerin fotoğraflanmasından oluşan bir blogtur.. Leyla Değirmenci
BİLGİSAYAR
EVET FAYDALI AMA…………………………………………………………
Günümüzde
yaşadığımız malum virüs corona yüzünden hepimiz evlere mahkum olduk..Yetişkin
insanlar bir şekilde evde vakit geçirebilir ve kendilerini oyalayabilirler,
kaldı ki bu bile yetişkinlerde huzursuzluk yaratır. Fakat burada esas
düşünmemiz gereken çok önemli bir gerçek
var. Çocuklarımız..! Küçücük, minicik çocuklarımız..Onlar henüz hayatın
baharındalar.Virüsü falan kavrayabilecek
yaşta değiller. Hele ki şu bahar ortamlarında, onlar koşmak, eğlenmek,
rengarenk kelebekler gibi uçuşmak isterler. Doğaları bunu gerektirir çünkü. Gözle
görmedikleri soyut kavramları ne kadar anlatırsanız anlatın, bu durum onlarda korkudan başka hiçbir şey
yaratmaz..! Hep birlikte yaşadığımız bu korkunç virüslü zaman diliminde,
biliyorsunuz ki mecburen eğitime ara verildi. Ve fakat, biz Eğitimciler ara
verilen bu eğitim ve öğretim hayatının asla geri kalmaması için elimizden gelen
bütün çabaları göstererek uzaktan eğitim yolu ile her gün evlerinize konuk
oluyoruz. Ama öbür tarafta da kocaman bir gerçek duruyor..! Hepimiz biliyoruz
ki bu yaş grubundaki çocukların bilgisayar başında kalma süreleri oldukça
kısıtlayıcı olmalıdır. Sürekli elektronik ortama maruz bırakılan çocuklarda;
bir kere ruhsal yapıyı bir kenara bırakalım, fiziksel olarak da bir
takım arızalara sebep oluyor. Onların kemikleri henüz çok taze..Kalıcı boyun
eğriliği, sırt eğriliği, çocukların parmaklarında ve el bileklerinde ağrılar,
gözlerindeki kan damarlarının daralması ve gözlerde kalıcı bozukluklar , işitme
kaybı, zararlı ışınlar dolayısı ile kanser, sağlıksız kilolar v.s bunlar sadece
bir kaçı..Daha da uzatabiliriz kalıcı fiziksel rahatsızlıkları..Ve bunlar
ispatlanmış gerçekler..! Hele ki ruhsal boyut arızaları..! O bambaşka bir
boyut..! Motivasyon eksikliğinden başlar, arada yaşadığı aşamaları hiç
anlatmayacağım, fakat son tahlilde algı eksikliğine kadar gider..!
Bu konuda uzmanların
genel görüşü, normal gelişim için sağlıklı kabul ettiği çocukluk sürelerinde
çok uzun saatlerini bilgisayar başında geçirenler ileride hayattan kopuyor ve
hastalıklı bir birey oluyorlar..! Ebeveynler, yaşadığımız bu virüslü süreçte çocuklarını
evde zapt etmekte elbette zorlanıyorlardır. Ve çocuklarını sakinleştirdiği, kendi
bireysel yapacakları aktiviteleri rahatlıkla sağladığı için ekranların başında
sakin duran çocuklarını gördükçe belki de ekranlara minnettar oluyorlar. Fakat sanal
dünyada bu kadar uzun zaman geçirmenin zararlarından sanıyorum ki ebeveynler habersiz
gibi görünüyorlar. “bir çocuğun beyni çocukluk yıllarında çok hızlı gelişiyor
ve küçük çocuklar insanlarla yüz yüze etkileşime geçtiklerinde en iyi öğreniyorlar,
ekranlarla değil.” diyor bilim adamları.. Çocuklar ve hatta ergenler bile medya
ile günde bir ya da iki saatten daha
fazla zaman geçirmemeli.. Şu anda açık havada oynamak gibi imkanlarınız var mı bilmiyorum ama
mutlaka bir şekilde küçük çocuklarımıza oksijen alımını sağlamalısınız..Kitap
okumak, hobilerini gerçekleştirmek ve “serbest oyunda hayal güçlerini
kullanmak” için daha fazla zaman ayırmanız, bilgisayar başında öğrendiklerinden
çok daha yararlı olacaktır..Çalışma saatlerini ise önermiştik zaten en başta..
Belli sınırlayıcı saatler için evet, bu sıralar ekran başında
bulunmak zorundayız ama çocuklarımızın uzun saatler sürekli ekran başında, sessiz
ve “öğreniyormuş” gibi görülmeleri
asla sizleri yanıltmasın..!
Çocuklarımızın ihtiyacı olan şey ekran başı değil..! Onların şu anda ihtiyacı
olan şeyler güzel hayaller kurmak, kaygılarla baş etme yollarını öğrenmek, yeni
düşünceler üretmek ve onlara güven sağlayacak ebeveynleriyle bunları paylaşmaya
ihtiyacı var.Çocukların ekran dışındaki hayatın da gayet güzel olduğunu bilmeleri
gerekiyor. Yanlarındaki insanları dinlemeyi öğrenmenin ilginç ve iyi bir şey
olduğunu bilmeleri gerekiyor. Bu, sosyal ve duygusal zekalarını artırır ki, hayatta
başarı için bu oldukça hayati bir şeydir.
Şu anki
durumumuzda biz öğretmenler öncelikle çocuklarımızın sağlığını düşünmek
zorundayız.Sağlık olsun ki, güzel günlere yelken açabilelim.O nedenle çeşitli
uzman görüşlerini alarak öğrencilerimizle uzaktan eğitim programları
yapıyoruz..Çocukların ekran karşısında kalabilecekleri maksimum seviyeyi daima
göz önünde bulundurmamız şarttır ve zaten gereklidir. Malum virüs yüzünden
dünyada ve Türkiye’de tüm çocuklar şu an aynı koşullardan dolayı, okulların kapalı olması sebebiyle evlerindedirler. Herkes eşit durumdadır.
Dolayısı ile hiçbir çocuğun geri kalması söz konusu değildir. Hiçbir kuşkunuz
olmasın ki, öğrencilerimize zaten gerekli olan çalışmaları azami oranda biz
öğretmenler yapıyoruz.
Öğretmen
sadece öğreten değil, aynı zamanda eğiten bir kişidir..!
Herkese
saygılarımla..
12/Nisan/2020
Leyla Değirmenci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder