Bugün çocuklarımızı size teslim ediyoruz öğretmenim.
Hayatımızın en değerli varlıklarını siz devralacaksınız.Biz biliyoruz ki analar doğurur,öğretmenler yetiştirir..
Bir kısmı ağlayıp sızlayacak, bir kısmı kürsünüzde zıplayacak, biri okuldan kaçacak belki,diğeri altına kaçıracak.Tanıdık manzaralar sizin için.Bundan böyle anne babalarından çok sizinle olacaklar; ışığa koşan pervaneler gibi etrafınızda dolanacak,her sözünüze inanmaya hazır bir sevdalılar ordusu halinde gözünüze bakacaklar.
İlkin kıymetiniz bilinmeyecek, sözleriniz boşlukta yitecektir belki.Başkalarını aydınlatma uğraşında kendini tüketen mumlarsınız siz.Ama biliriz ki, eriyen her mum,ışıttıklarında yaşar.
Sizler de o milyonlarca yürekte, ebediyen yaşayacaksınız, sevgili öğretmenim..Can Dündar
17 Eylül 2011 Cumartesi
Sevgili Öğretmenim;
13 Eylül 2011 Salı
Parfüm deyip geçmemek lazım..Çoğumuzun hayatında önemli izler bırakır bazı kokular. Acı ya da tatlı, yıllar önce yaşadığımız bir zaman diliminde bizi üzen,sevindiren,mutlu eden veya acı veren bir olay esnasında hissettiğimiz herhangi bir kokuyu yıllar sonra bile duyduğumuzda, geçmişimizdeki o anları tekrar yaşamış gibi oluruz..Mesela ben, domates ve soğanın kavrulurken çıkarmış olduğu kokuyu ne zaman duysam,çocukluğum gelir aklıma..Bana hep huzur ve sıcak bir aile ortamı hissettirir o koku..Çünkü çocukken, aç olarak okuldan geldiğimde, annemin yaptığı mis gibi yemek kokularını ve sıcacık sesiyle "Haydi ellerini yıka ve sofraya otur yavrum" dediğini duyar gibi olurum.. Kavrulan soğanın ve domatesin çıkardığı kokuyla,bir zaman tünelinden geçerim adeta..Aşağıdaki Tedy'nin Hikayesi,bunu o kadar güzel anlatıyor ki,bloğumda düzenleyerek, paylaşmaktan kendimi alamadım..Çok etkileyici ve öğretmen arkadaşlarımın,annelerin,babaların,büyüklerin daima aklında tutması gereken bir başucu hikayesi..Zaman zaman okumanızı tavsiye ederim..:)) L.D
Okulun ilk gününde 5. sınıfın önünde
dururken, öğretmen çocuklara bir yalan söyledi.Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi.Ancak bu imkânsızdı,çünkü ön sırada oturduğu yerde arkasına doğru yaslanmış Tedy isimli bir erkek çocuk vardı.Öğretmen bir yıl önce Tedy'i izlemişti ve diğer çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kir pas içinde olduğunu ve sürekli olarak pis dolaştığını gözlemişti..Ek olarak Tedy tatsız ve hırçın olabiliyordu..Bu öyle bir noktaya geldi ki,öğretmen onun kâğıtlarını büyük kırmızı kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar (x) yapmaktan ve kâğıdın üstüne büyük F harfi (en düşük derece) koymaktan zevk alır oldu..Okulda,her çocuğun geçmiş kayıtlarını incelemesi gerekiyordu ve Tedy'nin kayıtlarını en sona bıraktı..Ancak,onun hayatını gözden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karşılaştı.Tedy'nin birinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:"Tedy gülmeye hazır parlak bir çocuk..Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli.Onun etrafta olması çok eğlenceli."
İkinci sınıf öğretmeni de şöyle yazmıştı: "Tedy mükemmel bir öğrenci,sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için sıkıntı içinde ve evdeki yaşamı mücadele içinde geçiyor.."
Üçüncü sınıf öğretmeni ise düşüncelerini belirtirken şu şekilde ifade etmişti:
"Tedy'nin annesinin ölümü, onun için çok zor oldu.Tedy elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evdeki yaşamı, yakında onu etkileyecek.."
Tedy'nin dördüncü sınıf öğretmeni onun hakkındaki düşüncelerini şöyle belirtmişti:
"Tedy içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor.Fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor.."
Mektup, onun hala karşılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu açıklıyordu.
Ama artık ismi biraz daha uzundu. Mektup söyle imzalanmıştı,
Prof. Dr.Tedy ... (Tıp Doktoru)
Öykü burada bitmiyor. Ortaya çıkan başka bir mektup var. Tedy bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu. Babasının birkaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyordu ve evlenme töreninde öğretmeninin damadın annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu..
Şüphesiz öğretmen bunu kabul etti. Ve tahmin edin ne oldu?
Taşları düşmüş olan o bileziği takti. Dahası, Tedy'nin kendisine yıllar önce armağan ettiği yarım şişedeki,annesinin süründüğü parfümden sürdü.Birbirlerini kucakladılar ve Dr. Tedy,öğretmeninin kulağına şöyle fısıldadı,"Bana inandığınız için teşekkür ederim, öğretmenim. Önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark meydana getirebileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim" Öğretmen, gözlerinde yaşlarla fısıldadı, şöyle dedi,“Tedy,ben yanlış şeylere sahiptim.Bir fark meydana getirebileceğimi, bana asıl öğreten sensin.Seninle tanışıncaya dek,nasıl öğreteceğimi bilmiyordum"..
dururken, öğretmen çocuklara bir yalan söyledi.Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi.Ancak bu imkânsızdı,çünkü ön sırada oturduğu yerde arkasına doğru yaslanmış Tedy isimli bir erkek çocuk vardı.Öğretmen bir yıl önce Tedy'i izlemişti ve diğer çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kir pas içinde olduğunu ve sürekli olarak pis dolaştığını gözlemişti..Ek olarak Tedy tatsız ve hırçın olabiliyordu..Bu öyle bir noktaya geldi ki,öğretmen onun kâğıtlarını büyük kırmızı kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar (x) yapmaktan ve kâğıdın üstüne büyük F harfi (en düşük derece) koymaktan zevk alır oldu..Okulda,her çocuğun geçmiş kayıtlarını incelemesi gerekiyordu ve Tedy'nin kayıtlarını en sona bıraktı..Ancak,onun hayatını gözden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karşılaştı.Tedy'nin birinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:"Tedy gülmeye hazır parlak bir çocuk..Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli.Onun etrafta olması çok eğlenceli."
İkinci sınıf öğretmeni de şöyle yazmıştı: "Tedy mükemmel bir öğrenci,sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için sıkıntı içinde ve evdeki yaşamı mücadele içinde geçiyor.."
Üçüncü sınıf öğretmeni ise düşüncelerini belirtirken şu şekilde ifade etmişti:
"Tedy'nin annesinin ölümü, onun için çok zor oldu.Tedy elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evdeki yaşamı, yakında onu etkileyecek.."
Tedy'nin dördüncü sınıf öğretmeni onun hakkındaki düşüncelerini şöyle belirtmişti:
"Tedy içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor.Fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor.."
Tüm bunları okuduğunda,öğretmen problemi kavradı ve kendinden utandı..Bir öğretmenler gününde öğrencileri ona güzel kurdelelerle ve parlak kâğıtlara sarılmış hediyeler getirdiğinde kendini çok kötü hissetti..Çünkü Tedy'nin hediyesi bir marketten aldığı kalın, kahverengi ambalaj kâğıdı ile beceriksizce sarılmıştı..Öğretmen onu diğer öğrencilerin arasında açmaktan acı duydu..Ama Tedy'nin gözlerindeki heyecanı görünce, paketi açmak zorunda kaldı..Paketten, taşlarından bazıları düşmüş yapma elmas taşlı bir bilezik ve çeyreği dolu olan bir parfüm şişesi çıkınca çocuklardan bazıları gülüşmeye başladı.Ama öğretmen bileziğin ne kadar güzel olduğunu söylediğinde,çocukların gülmesi kesildi. Bileziği taktı ve parfümü bileklerine sürdü.Tedy,o gün okuldan sonra öğretmenine şunu söylemek için kaldı.
“Öğretmenim, bugün aynı annem gibi kokuyordunuz”
Çocuklar gittikten sonra, öğretmen en az bir saat ağladı.O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı..Bunun yerine, çocukları eğitmeye başladı.Ve Tedy'e özel bir ilgi gösterdi.Onunla çalışırken, zihni canlanmaya başlıyor gibi görünüyordu zaman geçtikçe..Ve daha fazla teşvik ettikçe, Tedy hızlı bir şekilde ilerliyordu..Yılın sonuna kadar sınıftaki en zeki çocuklardan biri oldu..
Bir sene sonra, öğretmen kapısının altında Tedy'den bir not buldu..Ona tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu söylüyordu. Altı yıl sonra Tedy'den bir not daha aldı. Liseyi bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki en iyi öğretmen olduğunu yazmıştı.Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen okulda kaldığını, sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında kolejden en yüksek derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı. Yine beşinci sınıf öğretmeninin tüm yaşamındaki en iyi ve en favori öğretmen olduğunu yazmıştı..
Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi.Bu kez fakülte diplomasını aldıktan sonra, biraz daha ilerlemeye karar verdiğini açıklıyordu.. Bir sene sonra, öğretmen kapısının altında Tedy'den bir not buldu..Ona tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu söylüyordu. Altı yıl sonra Tedy'den bir not daha aldı. Liseyi bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki en iyi öğretmen olduğunu yazmıştı.Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen okulda kaldığını, sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında kolejden en yüksek derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı. Yine beşinci sınıf öğretmeninin tüm yaşamındaki en iyi ve en favori öğretmen olduğunu yazmıştı..
Mektup, onun hala karşılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu açıklıyordu.
Ama artık ismi biraz daha uzundu. Mektup söyle imzalanmıştı,
Prof. Dr.Tedy ... (Tıp Doktoru)
Öykü burada bitmiyor. Ortaya çıkan başka bir mektup var. Tedy bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu. Babasının birkaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyordu ve evlenme töreninde öğretmeninin damadın annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu..
Şüphesiz öğretmen bunu kabul etti. Ve tahmin edin ne oldu?
Taşları düşmüş olan o bileziği takti. Dahası, Tedy'nin kendisine yıllar önce armağan ettiği yarım şişedeki,annesinin süründüğü parfümden sürdü.Birbirlerini kucakladılar ve Dr. Tedy,öğretmeninin kulağına şöyle fısıldadı,"Bana inandığınız için teşekkür ederim, öğretmenim. Önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark meydana getirebileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim" Öğretmen, gözlerinde yaşlarla fısıldadı, şöyle dedi,“Tedy,ben yanlış şeylere sahiptim.Bir fark meydana getirebileceğimi, bana asıl öğreten sensin.Seninle tanışıncaya dek,nasıl öğreteceğimi bilmiyordum"..
12 Eylül 2011 Pazartesi
YARINLAR HİÇ KİMSEYE VAAD EDİLMEMİŞTİR..EĞER BİR ZAMAN VARSA YAŞANACAK, O DA ŞİMDİKİ ZAMANDIR..
- Evlendikten sonra,bir çocuğumuz doğduktan, hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi..
-Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar,onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız..
-Bundan sonra ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği için öfkeleniriz.
-Kendimize,çocuklarımız bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı,yeni bir araba alınca,güzel bir tatile çıkınca,emekli olunca, yaşantımızın dört dörtlük olacağını söyleriz.
-Gerçek ise,şu andan daha iyi bir zaman olmadığıdır..
-Eğer şimdi değil ise,ne zaman?
-Hayatınız her zaman mücadelelerle dolu olacaktır..
-En iyisi,bunu kabul edip,her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir.
-En sevdiğim sözlerden biri,Alfred D. Souza'ya aittir.Der ki;
"Uzun zamandan beridir hayatın,gerçek hayatın artık başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım.Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel,öncelikle erişilmesi gereken bir şey,bitmemiş bir iş,hizmet edilecek zaman,ödenecek bir borç oldu..Sonra hayat
başlayacaktı.Sonunda anladım ki,asıl bu engeller benim hayatımdı.."
Bu görüş açısı,mutluluğa giden bir yol olmadığını gösterdi.
Mutluluk yoldur.Öyleyse sahip olduğunuz her anın kıymetini bilin ve mutluluğu,vaktinizi harcayacak kadar özel biriyle paylaştığınız için ona daha fazla değer verin.Unutmayın,zaman hiçkimse için beklemez..
Öyleyse,
-Okulu bitirene kadar,
-100 milyar kazanana kadar,
-Çocuklarınız olana kadar,
-Çocuklarınız evden ayrılana kadar,
-İşe başlayana kadar,
-Evlenene kadar,
-Cuma gecesine kadar,
-Pazar sabahına kadar,
-Yeni bir araba, yada ev alana kadar,
-Borçları ödeyene kadar,
-İlkbahara kadar,
-Yaza kadar,
-Sonbahara kadar,
-Kışa kadar,
-Maaş gününe kadar,
-Şarkınız söylenene kadar,
-Emekli olana kadar,
-Ölene kadar..
Mutlu olmak için,içinde bulunduğunuz "an" dan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin..Mutluluk bir varış değil,aslında bir yolculuktur.Pek çokları mutluluğu yükseklerde arar,bazıları da daha alçaklarda..Oysa mutluluk,insanın boyu hizasındadır..Alıntı..
(Bloğunda derleyip,düzenleyen ve yazan:Leyla Değirmenci
Etrafımızda öğrenmeye istekli,büyük - küçük o kadar çok insan var ki...Ve bu kişilerden bir tanesine bile, eğer birşeyler öğretebiliyorsak ve topluma kazandırabiliyorsak ne mutlu bize ve onlara...(L.D)
DENİZ YILDIZI
Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca , bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder... Genç adama yaklaşır:
- Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar;
- Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler.
Yazar sorar;
- Kilometrelerce sahil , binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır.
- Bu deniz yıldızı için fark etti ama..Tolstoy
11 Eylül 2011 Pazar
Hayatta asla kırılmamak ve üzülmemek için mutlaka uygulanması gereken sözler bunlar.(L.D)
Öğütler sevilmez ama yine de bazen dinlememiz ve aklımızın bir köşesinde bulundurmamız gerek..Öyle değil mi?
Oğlum,kızım ve tüm öğrencilerim için..:)) (L.D)
* İnsanlara doğru değer ver ama hak etmeyenleri defterinden sil.
* Kimseye yalvarma.
* Asla dönüp de arkana bakma.
* Sır tutmasını bil.
* Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgini satma.
* Hak ettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin.
* Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
* Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
* Seni sevenlerle, kullananları iyi ayırt et.
* Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla asla tartışma.
* Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
* Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa, ikinci bir sır şansı verme.
* Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
* Kendini öven insanlardan kaç.
* Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
* Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
* Sorunun olduğunda, eğer insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa, onların öğütlerini asla gözardı etme.
* Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.
* Gözyaşlarının değerini bil. Onları hak etmeyenler için harcama.
* Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
* Kendini sev.
* Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
* Dostluğunla yetinmeyenler için, hiçbir fedakârlık yapma.
* İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların da değerini bil.
* Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip, bununla övünmesine fırsat verme.
* Güvenmediğin kimseye, aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
* İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
* Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.
Oğlum,kızım ve tüm öğrencilerim için..:)) (L.D)
* İnsanlara doğru değer ver ama hak etmeyenleri defterinden sil.
* Kimseye yalvarma.
* Asla dönüp de arkana bakma.
* Sır tutmasını bil.
* Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgini satma.
* Hak ettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin.
* Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
* Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
* Seni sevenlerle, kullananları iyi ayırt et.
* Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla asla tartışma.
* Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
* Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa, ikinci bir sır şansı verme.
* Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
* Kendini öven insanlardan kaç.
* Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
* Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
* Sorunun olduğunda, eğer insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa, onların öğütlerini asla gözardı etme.
* Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.
* Gözyaşlarının değerini bil. Onları hak etmeyenler için harcama.
* Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
* Kendini sev.
* Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
* Dostluğunla yetinmeyenler için, hiçbir fedakârlık yapma.
* İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların da değerini bil.
* Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip, bununla övünmesine fırsat verme.
* Güvenmediğin kimseye, aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
* İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
DÜŞÜNDÜĞÜNÜZDEN DAİMA DAHA BÜYÜKSÜNÜZDÜR,BUNU ASLA UNUTMAYIN...(Oğlum,kızım ve tüm öğrencilerim için..) L.D
• Keşke sözcüğü yerine, "bir dahaki sefere" demeyi dene.
• Yenileceğinden korkan, daima yenilir.
• Gülmek için mutluluğu beklersen, tebessüm bile edemeden ölürsün. . .
• Karamsar olmak zor değil ..Zor olan, çılgın bir fırtınadan sonra, gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir. .
• Zamanı ve sözleri dikkatsizce kullanma, ikisi de geri alınamaz. . .
• Bazıları hayattaki fırsatlarda zorluğu, bazıları da her zorlukta bir fırsat görür. . .
• Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur. . .
• Güneşin sana ulaşmasını istiyorsan, gölgeden çıkmalısın...
• Yapman gereken hayırlı ve yararlı işleri yarına bırakma.. Bakarsın yarın olur da, belki sen olmazsın...
• Ya karanlığı aydınlatırsınız ...Ya da karanlıkta kaybolursunuz...
• Hayatın amacı, bir şeyler başarmaktır... Kaç kez başarısızlığa uğradığının hiçbir bir önemi yok...
• Karşınıza ne çıkarsa çıksın, cesaretsizliğe ve ümitsizliğe teslim olmayın... Kimsenin de hayallerinizi çalmasına izin vermeyin...
• Korkularına doğru yürü.. O zaman uçmayı öğrenirsin. . .
• Her şeyin mutlaka bir güzelliği vardır, herkes göremese de. . .


• Yenileceğinden korkan, daima yenilir.
• Gülmek için mutluluğu beklersen, tebessüm bile edemeden ölürsün. . .
• Karamsar olmak zor değil ..Zor olan, çılgın bir fırtınadan sonra, gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir. .
• Zamanı ve sözleri dikkatsizce kullanma, ikisi de geri alınamaz. . .
• Bazıları hayattaki fırsatlarda zorluğu, bazıları da her zorlukta bir fırsat görür. . .
• Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur. . .
• Güneşin sana ulaşmasını istiyorsan, gölgeden çıkmalısın...
• Yapman gereken hayırlı ve yararlı işleri yarına bırakma.. Bakarsın yarın olur da, belki sen olmazsın...
• Ya karanlığı aydınlatırsınız ...Ya da karanlıkta kaybolursunuz...
• Hayatın amacı, bir şeyler başarmaktır... Kaç kez başarısızlığa uğradığının hiçbir bir önemi yok...
• Karşınıza ne çıkarsa çıksın, cesaretsizliğe ve ümitsizliğe teslim olmayın... Kimsenin de hayallerinizi çalmasına izin vermeyin...
• Korkularına doğru yürü.. O zaman uçmayı öğrenirsin. . .
• Her şeyin mutlaka bir güzelliği vardır, herkes göremese de. . .
EYYY İNSANOĞLU...!!
Günlerini say, büyüklerini say, ama YERİNDE SAYMA,
Eşini beğen, işini beğen, aşını beğen, ama KENDİNİ BEĞENME,
Satıcı ol, alıcı ol, bulucu ol, ama BÖLÜCÜ OLMA,
Selam ver, paranı ver, canını ver, ama SIRRINI VERME,
Elini aç, gözünü aç, kapını aç, ama AĞZINI AÇMA,
Rakibini geç, sınıfını geç, ama GÜLÜP GEÇME,
Ev al, araba al, abdest al, ama BEDDUA ALMA,
Zulmü devir, nefis devir, ama AĞAÇ DEVİRME,
Yaklaş, tanış, konuş, ama UŞAKLAŞMA,
Seslen, uslan, ama YASLANMA,
Doğrul, devril,ama EĞRİLME,
İtil, atıl, ama SATILMA !.~Hz. Mevlana~

Eşini beğen, işini beğen, aşını beğen, ama KENDİNİ BEĞENME,
Emek ver, kulak ver, bilgi ver, ama hiçbir zaman BOŞ VERME,
Satıcı ol, alıcı ol, bulucu ol, ama BÖLÜCÜ OLMA,
Selam ver, paranı ver, canını ver, ama SIRRINI VERME,
Elini aç, gözünü aç, kapını aç, ama AĞZINI AÇMA,
Rakibini geç, sınıfını geç, ama GÜLÜP GEÇME,
Ev al, araba al, abdest al, ama BEDDUA ALMA,
Zulmü devir, nefis devir, ama AĞAÇ DEVİRME,
Yaklaş, tanış, konuş, ama UŞAKLAŞMA,
Seslen, uslan, ama YASLANMA,
Doğrul, devril,ama EĞRİLME,
İtil, atıl, ama SATILMA !.~Hz. Mevlana~
Altın Küpeler......
• İlk öğretmenimiz kendi kalbimizdir.
• Gözün ile değil, yüreğin ile hüküm ver...
• Herkes kendi mutluluğunun demircisidir...!
• Batmayacağına inanarak suya bas, yürür gidersin. Mucize yürüyebilmen değil, inanabilmendir...
• Kumsala herkes kumdan kale yapabilir !.. Ama önemli olan zoru başarmaktır. Denizin ortasına kaleyi yapıp, ayakta dimdik durmasını sağlamaktır asıl zor olan...
• Eğer hayatınızda hiç başarısızlık yoksa hiç risk almıyorsunuz demektir.
• İyi bir arkadaş kendine vereceğin en değerli hediyedir.
• Başarı,istediğini elde etmektir... Mutluluk ise elde ettiğini sevmektir.
• İyi bir izlenim bırakmak için, kimsenin ikinci şansı yoktur.
• Öğretmek, yeniden öğrenmektir.
• Rüzgarın yönünü değiştiremezsen, yelkenlerini ona göre ayarla.
• Sadece gerçekleri söylersen, hafızanın zayıflığından şikayet etmene gerek kalmaz.
• Unut ve affet. Ekşi üzümden iyi şarap olmaz.
• Bazı hedefler, başarısız olmaya da değerdir.
• Hayat oyununda, seyirci koltuklarında oturmaya özenme,sahneye çıkmaya çalış.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bambu Ağacı
Çin' deki Bambu ağacının yetişmesi hayat felsefesi için güzel bir örnektir. Çinliler bu ağacı söyle yetiştirir: Önce ağacın tohumu ekil...
.jpg)
-
Fatih İlköğretim Okulu Mezunlarının ve öğretmenleri 20 yıl aradan sonra yeniden bir araya geldi. 20 yıl sonra bir ...
-
Yaşlı bir adamın patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Adamın sadece bir oğlu vardı fakat o da ha...
-
Tanrım seninle biraz konuşmak istiyorum. Yalnız Türkçe konuşabilir miyiz ? Üzgünüm, ben Arapça bilmiyorum da.. Kürşat dayım senin yalnı...