Somalileri, ilk defa geçen yıl korsanlarıyla tanımıştım.Bizim birkaç denizcimizi kaçırıp günlerce rehin almışlardı hani..Bir de, bu yıl açlık ve kuraklıkla boğuşan ana-babaları,yüzleri sinek içinde, kocaman kafalarıyla bir deri bir kemik kalmış bebeleriyle tanıdım.Denizcilerimizi kaçırdıklarında çok kızmıştım.Hatta onlardan nefret bile etmiştim.Bu yıl ise, içimde onlara karşı sonsuz bir merhamet ve sevgi hissi var.Bir yılda insanın duyguları nasıl bu kadar değişebiliyor yarabbim! Demek ki duygularımıza güvenmememiz gerekiyor..İçimizden akarcasına geliveren, en safiyane hisler değil artık onlar..Değişime uğradılar..Bize anlatılanlara veya sunulanlara göre karar veriyoruz..Hiç ummadığımız bir zaman diliminde, duruma göre kılık değiştirebiliyorlar..Duygularımız ve düşüncelerimiz de küreselleşti..Bize ne sunuluyorsa,biz ona inanıyoruz,güveniyoruz ve etkileniyoruz..Bu küreselleşme denilen şey insanları iyice etkisi altına aldı..Küresel ekonomik kriz,küresel ısınma,küresel barış,küresel savaş..v.s v.s Zaten Somalilerin, bu kadar kuraklık ve açlıkla boğuşması küresel ısınma nedeniyle değil midir? İnsanların memleketine,iki yıldır bir damla yağmur düşmüyormuş..Neden acaba?Bu küresellik denilen şey; in midir,cin midir? Şahsen anlamış değilim..Bugün Somalilere çıkan küresel açlık piyangosu,yarın başkalarına da çıkmayacak mı?Evet,şu anda özellikle de Ramazan ayında,maneviyat duygularının iyice kabardığı bir zamanda,insanlar gerçekten yardım etmek için yarışıyorlar..Onlara bir lokma ekmek gönderebilmek için canla başla koşuyorlar,koşuyoruz hepimiz..Koşmalıyız da zaten..Ne kadar güzel ?Böyle olması gerekir..Çünkü bir insanlık dramıdır orada yaşananlar..Ama bu ne zamana kadar sürecek? Şu anda onların karınları doyuruluyor..Birilerini doyurmak tarifi imkansız, şahane bir duygu..Peki kışın ne olacak? Gelecek sene? Ve ondan sonraki seneler..Oradaki kocaman bir millet, "başkaları ekmek göndersin de biz yiyelim" diye mi bekleyecek? Yoksa, korsanlık mı yapacaklar?Onlara balık vermektense, balık tutacak yerler göstermek lazım değil midir aslolan?Tutulacak olan o balıkların, küresel dünyanın her bir köşesinde,tekrar eski zamanlardaki gibi bol miktarda olmasını diliyorum,diliyorum ama dilemek yetmiyor..Bütün insanlık bunu düşünmeli,Cennet gibi bir dünya için neler yapılabilir,ona karar verip uygulanmalı..Bırakalım dünyayı ,seyir defteri çerçevesinde, kendi etrafında ve güneşin etrafında dönsün dursun..Yeter ki içindeki biz insanlar,dönmeyelim..Mert olalım,dürüst olalım..Dünyanın içine etmeyelim..Birbirimizin lokmalarını çalmadan,arkadan kuyusunu kazmadan,yalakalık,riyakarlık yapmadan,kardeşçesine yaşamasını bilelim..Aslında sadece bunları yapabilsek bile, ortada "küresel tuhaflıklar" diye bir şey kalmayacaktır...
Yazan:Leyla Değirmenci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder